Değer Bazlı Ortaklık Modeli: Gelir Öncesi Pastayı Adil Paylaşmak

Hackathonda ilk defa çalıştığınız ekip ile tanıştınız. Proje başarılı oldu. Devam etmek istiyorsunuz. Peki daha şirketleşmeden, gelir elde etmeden ortaklığı nasıl paylaşabilirsiniz? Herkese eşit mi dağıtacaksınız?

Photo by Volodymyr Hryshchenko on Unsplash

Şirketleşmeden önce de ortaklık kurallarını belirleyebilirsiniz. Ortaklığın nasıl yürüdüğü konusu davranış bilimleri ve ekonomi için muhteşem bir kaynaktır. Ortaklığı hangi kurallar ve temeller üzerine inşa edersiniz o şekilde devam eder. İleri aşamalarda karşılaştığınız durumlar ortaklık kuralları ve prensiplerini test eder.

Ortaklık kurarken önemli tartışma kuralları:

1-Mevcut işin kapsamı nedir? Görevler nasıl paylaşılmalıdır?

2-Ortakların zaman, kaynak ve risk açısında paylaşımları nasıl olmalıdır? Sermaye ayıran ortak, emeğini koyan ortak, bilgi ve becerisini ortaya koyan ortak, çevresini ve kredibilitesini ortaya koyan ortakların ağırlıkları nasıl belirlenecek?

3-Farklı beceri nasıl tamamlayıcı rol oynayacak? Ürün geliştirirken ağırlıklı rol alan ortak ile ürün tamamlandıktan sonra pazarlamadan sorumlu olacak ortak farklı aşamalarda katkıları değer kazanıyor.

Çoğu bir araya gelen ortak daha ortada gelir veya ürün geliştirmeden bir araya gelir. Mike Moyer'in 2012 yılında yazdığı Slicing the Pie kitabı bu konuyu el alıyor ve epey başarılı bir model öne sürüyor. Modelin temeli emek karşılığı ortaklığa dahil olmak üzerine kurulu. Kitapta emek karşılığı ortak olan kişiler “Grunt” olarak tanımlamış. Satış öncesi şirketlerde ortaya koyan emek ve bilginin değerini ölçmek zor olduğu için paylaşım aşamasında problemler yaşanır. Bu durumda optimistler üretime devam ederken pesimistler operasyona olan katkılarını basamak basamak kesmeye başlar. Bu durumda yük optimistlerin üstüne biner. Eğer şirket gerçekten başarısız olursa zarar görürler. Şirket başarılı olursa optimistler kurdukları ortaklığın dengesiz olduğunu savunabilir ve anlaşmazlık ortaya çıkar. Maalesef bu tür sistemlerde karşılıklı denge yürütülemediği zaman zararlı güç mücadelesine dönebilir.

Slicing the Pie adlı kitabı ortaklık yapısı için hoş bir model geliştirmiş. Ortakların koyduğu değer hesaplanırken

Emeğim boşa gitmesin kaygısı ve korkusu çoğu takımın sarı alanda toplanmasına sebep oluyor.

1-Zaman faktörü : Bir iş ayrılabilecek toplam süre. Yıllık 250 gün

2-Yapılan işin piyasa değeri ve fırsat maliyeti : Burada baz maaş faktörü alınmalı. TÜBİTAK programlarını düşündüğümüzde bunu 4000–6000 TL arasında belirleyebilirsiniz.

3-Risk çarpanı: Kitap x2 risk faktörü önermiş: 4000*2=8000 TL Nakit sağlayan için x4 risk faktörü.

4-Mevcut varsayımlarına göre günlük katkı : 384 TL. 5 günlük ürün geliştirmenin Sprint fırsat maliyeti haftalık çalışmanın ürünü : 1920TL olarak hesaplanıyor. (52 hafta ile çarptığınızda 96 000 TL'nin biraz üstü olarak belirleniyor.

Ortaklığı katkı veren her üyenin bu durumda zaman çizelgesi eklemesi gerekiyor. Saatlik takip yerine ben Trello gibi bir araç ve Lean Kanban yöntemini daha sağlıklı buluyorum. Bu yöntemde yapılacak tüm işler backlog havuzunda toplanıyor. Arasından seçilen öncelikli işler yapılacaklar havuzuna alınıyor. yapılanlar ve tamamlananlar, tamamlanamayanlar olarak havuz ayrılıyor. Sağlıklı bir önceliklendirme ve sonuç takip etme yöntemi ve karşılaştığım bir çok startup firması kullanıyor.

6 aylık bir çalışma gerçekleştirdiniz. Bu süre içerisinde yazılım ortağı 8 Sprint döngüsüne tasarımcı 6 Sprint döngüsüne iş geliştirici ise 5 Sprint döngüsüne katıldı. Tüm ortaklara eşit maaş oranı belirlendi. 160*8 / 160*(8+6+5) = Yazılımcı ortak %42 Tasarımcı %31 İş Geliştirici %26 pay alacaktır. Toplam üretilen değer miktarı 36480 TL. Şirket teorik baz değeri 36480 TL demek. Altıncı ayın sonunda şirketleşmeye karar verdiler. Ortaklar Yazılımcı %34 Tasarımcı %33 İş Geliştirici %33 olarak paylaşmaya karar verdiler.

Aralarındaki alışveriş:

Yazılımcı -> %2 Tasarımcı 729 TL karşılığında

Yazılımcı -> %7 İş Geliştirici 2553 TL karşılığında

satarak ortaklıklarını dengeleyebilir. Eğer üyelerin elinde nakit yoksa kazandıkları iş sonucu aldıkları maaşlarda oran farkı yaratarak bu borçlarını kapatabilirler. Böylelikle herkes koyduğu katkı kadarını yakın vadede karşılığını alabilir ve hakkaniyetli bir sistem kurulmuş olur.

Tabi şirket değerleme baz değerleme üzerinden hesaplanmıyor. Belirli bir zamandan sonra şirketin ürettiği değerin sağladığı nakit akışı, FSMH değeri gibi diğer faktörler şirketin değerini etkilemeye başlıyor. Performans tabanlı iş ortaklığı her üyenin şirket için daha çok değer ürettiği veya üretemediği durumlarda da hakkını tamamen kaybetmediği kaydı ve takibi basit bir sistem. Gelir elde etmeye başlayan bir şirket için önerilen model gerçekçi yürümeyebilir.

Pastanın sağlıklı bölüşüldüğü çalışma modellerinde ortaklar zararını en az indirebilmek için değil maksimum etki ve sonuç çıkarabildikleri kadar pastayı büyütürler. Günün sonunda ne kadar ortaklığınız olursa olsun eğer pasta büyümüyorsa fayda sağlamıyorsunuz. Pasta oyun teorisine kurban gitmemesi için oluşturulan her model sağlıklıdır. Umarım siz de büyüyen bir pastanın parçası olursunuz.

Ortak sorularınız olursa emin.okutan@viveka.com.tr eposta atabilirsiniz yardımcı olmaya çalışırım. İyi haftalar !