Hello Tomorrow: Bilimsel Girişimcilik Çağı
“Bize uçan arabalar vadettin; onun yerine elimizde sadece 140 karakter var.” Sözün sahibi Peter Thiel, Zero to One kitabının yazarı, ünlü girişimci ve yatırımcı. “Founder`s Fund” fonunu kurduğunda bu açıklamasına şu sözlerle sahip çıkıyor: Neden büyük problemleri çözmeyi bıraktık?
Büyük problemleri çözmek isteyenler artık yalnız değil! Sizlere Hello Tomorrow Vakfından bahsetmek istiyorum. Hello Tomorrow Vakfı, 2011 yılında Paris’te bilim ve yüksek teknoloji tabanlı girişimcilerin finansmana ve yatırımcılara ulaşmasına yardımcı olmak için kurulmuş. Etkinliğin de Paris`te olması şaşırtıcı değil. 1900 yılı Paris dünya fuarı diğer adıyla Exposition Universelle’ın amacı yeni cesur çağın endüstri ve teknoloji toplumunu kutlamaktı. Bugün, bu rolü, yürütme kurulu üyeleri bilimsel alanlarda çalışan girişimcilerden oluşan Hello Tomorrow Vakfı yürütüyor. Girişimciler Fransız özel sektörü (Air Liquide, Airbus, Groupe ADP, Butagaz, Safran, Loreal, Carrefour, Roche, Michelin) ve devletin desteği ile uluslararası bir mesaj yakalamayı başarmış: “Make it happen. With Science” (Gerçekleştir. Bilimle)
Etkinliğe enerji, sağlık, havacılık, tarım, ulaşım ve elbette 2016’nın moda konusu endüstri 4.0 alanında çalışan startuplar davetliydi. Etkinlik alanında yepyeni ve teknolojik çalışmalar görmek mümkün. Mesela ofiste veya hava alanında 30 dakika kestirmenize (yardımcı olan uyku tüpleri, kahve çekirdeklerini geri dönüştürerek mangal için köz tabletlere çeviren girişimler, yapay zekanın jüri olduğu bir güzellik yarışması ve nihayet menzili uzun tarım amaçlı insansız bir hava aracı. İnanılmaz değil mi? Ayrıca etkinlikte yeni bir tabir öğrendim: Moonshot. Moonshot şöyle tanımlanıyor: “İddialı, keşfeden, dönüştürücü, yakın dönem karlılık beklemeyen ve tüm riskleri ve getirileri belirli olmayan projeler.” Açıkcası müşteri doğrulama ve ticarileşme baskısıyla keşif ruhunu ne kadar çabuk kaybettiğimizi ve Moonshot tabirine uzak ne kadar çok startup olduğunu düşündüm.
Hello Tomorrow Türkiye temsilcisi Timur Topalgökçeli’yi dinlemek için girişimcilik ekosistemi paneline katıldım. Timur Topalgökçeli, Türkiye`de TTO sayısının artmasıyla beraber bilimsel girişimciliğe olan ilginin ve kapasitenin de son bir kaç senedir hızla arttığını vurguladı. Özellikle, kamu işbirliği ile açık veri erişimi (open data) olanaklarını paylaştı. Tüm panelistlere, bilimsel girişimcilik alanında yatırımların sonuç vermesi için kurumlar arası işbirliğinin ve uzun vadeli hedeflere bağlılığın öneminden bahsetti. Bence, Türkiye’nin bilimsel girişimcilik alanında temsiliyet göstermesi gerçekten önemli. Etkinlikte, MIT Üniversitesinden Canan Dağdeviren Flexible Body Implants konusu üzerine konuştu. Dağdeviren çalışmalarını “Elektroniğin sert dünyası ile biyolojinin esnek dünyası arasında köprü kurmayı amaçlıyorum” diye özetledi. Sanırım bu metafor, Boğaziçi Köprüsü’ne açık bir göndermeydi. Uluslararası Enerji Ajansı’ndan Executive Director Fatih Birol, startuplar ve büyük şirketlerin ilişkisini kendi bakış açısına göre paylaştı. Doğrusu geleceğin dünyasında az da olsa Türkiye adına söyleyecek sözümüz olması çok güzel!
Yemek sırasında beklerken Spacex sweatshirti dolaşan Alan ile tanıştım. Alan : “Ben Spacex de çalışmıyorum ama çalışmak isterdim. Elon Musk bizim jenerasyonun kahramanı. Dan Bizerian değil.”, malum Dan Bizerian yeni jenerasyonun ilgi kaynağı bir instagram ünlüsü. Bizim zamanımızda “Jacque Costeau da var ama Sylvestor Stalone ve Arnold Schwarzenegger de sevilirdi” demeliydim diye düşündüm. Alan Londra Imperial College`de üniversitesi öğrencisi, keşke daha çok Türk öğrenci buraya gelse, gelebilse… Misal önceki senelerde Ankara’dan Çağrı ve Burcu buradaydı. Bu sene maalesef hiç Türk öğrenci ile karşılaşmadım. Girişimcilik vakfı, YGA, IEEE belki saha gezisi olarak organizasyona katılabilir.
Açıkcası 140 karakterden daha bilimsel girişimler ile karşılacağınız kesin. IoT ile optimal demleme süresi hesaplanmış çayımı içerken, IoT teknolojisini uygulayan langırt masasında ders alırken yine de düşünmeden edemedim; Moonshot projeler herhalde bunlar değildir. Ancak ana iki sahne olan “Turing” ve “Curie” sahnesine gittiğinizde geleceğin projelerini dinleme şansınız var. Gerçekten insansız araba yazılım güvenliğinden, beyin nöronlarını görüntülemekten, dünya atmosferini uydu pisliğinden temizlemeye kararlı temizlik şirketine kadar gerçek anlamda moonshot çalışmaları görebilirsiniz.
Gelecek için kaygılanan tüm girişimciler unutmamalı ki Elon Musk yola Mars projesi ile başlamadı. İlk girişimi Zip2 online sarı sayfalar projesiydi. Çoğu inkübasyon programı bu fikri şu an reddedebilir. Zip2`den Paypal`a devam eden Spacex’de son bulan bir yolculuk var.
Hello Tomorrow insanlığın geleceği için beni umutlandırdı. Gelecek bize uçan arabalar verebilir. Şimdilik yola çıkmak için elimizde 140 karakter de fena başlangıç noktası değil.
Eğer siz de geleceğe merhaba demeyi seviyorsanız uzaklara bakmayın! 31 Ekim`de İstanbul`da Sabancı Center`daki Hello Tomorrow Enerjinin Geleceği’ni konuşacak. Katılmanızı öneririz.
http://events.hello-tomorrow.org/event/the-future-of-energy/