Yeni Yıl Hedefi: Cheers!
Viveka’dan bağımsız olarak, inişleriyle çıkışları zor bir seneydi benim için… Tabiki ülkenin içinden geçtiği durum da senenin zorluğunu katladı. İnişlerin daha sert ve uzun süreli olduğu bu senede yaptığım işin, birlikte çalıştığım insanların ve Viveka’nın aslında benim için ne kadar önemli ve kıymetli olduğunu tekrar anladım. Belki de hiç bakmadığım bir perspektiften çözümledim.
School of Life’daki şu videoda söylendiği gibi;
“Herkesin hayatı kendi trajedisini barındırıyor…”
(Not: Bu arada videoyu sonuna mutlaka kadar izleyin, süpriz sonlu…)
Felaket bir hayat yaşadığımı söylemeyeceğim tabi ki ancak benim hayatım için de kendi trajedisini barındıran bir seneydi, bazılarına sosyal medyadan şahit olanlarınız vardır ki bu mecralarda çoğunlukla hepimiz “mutlu” anlarını ve anılarını paylaşıyor. Ben de nadiren burada dert yandım ve gördükleriniz inişlerin çok çok küçük bir kısmıydı. Tekrar bunlara girip başınızı şişirmeyeceğim ancak dediğim gibi bunların tamamına yakını Viveka ve iş dışı yaşadığım zorluklardı.
Ciddi sağlık sorunları, aileden gelen bazı hukuki ve maddi zorluklar vb. gibi süreçler inişleri oluştururken, en önemli ve en zor sorum da; 2020'nin sonunda hayatımıza giren kızımın geleceği için daha fazla neler yapmalıyım? oldu. Malum Türkiye gibi bir ülkede yaşıyorsanız, bu sorunun cevaplanması da 10 kat zorlaşıyor ve her an değişiyor. Geleceğiniz için yapacağınız finansal planlar bir gecede hatta bir kaç dk’da bir karar ile ters düz olabiliyor. Bunu bir iniş olarak görmedim tabiki ancak cevaplanması ve üzerinde çalışılması gereken “zor” bir soru oldu benim için. Yaşadığım kendi çapımdaki trajedilerle birlikte bu soru da trajedilerin etkisini sanırım katladı ki, 2021'i benim için zorlukları olan bir yıldı diye hatırlayacağım.
Bu zorluklar ve inişlerden çıkışta aileniz ve dostlarınız kadar -belki de daha çok- işinizin önemini farkettim. Malum, uyku dışında hayatınızın çoğu “işiniz” oluyor, hele ki girişimciyseniz bu daha da kaçınılmaz bir durum. O yüzden de zorluklardan, inişlerden ve engellerden kurtulmanın veya onları aşmanın 2 önemli çıkış yolundan birinin “yaptığınız iş” olduğuna inanıyorum.
Buradan itibaren size “hayat koçu” veya “kişisel gelişim uzmanı” gibi kendinizi geliştirmeniz için -bence anlamsız olan- “verimlilik” önerileri getirmeyeceğim ama o önerileri de bir hatırlayalım;
Saat 5'de kalkın!
Mutlaka en az 50 kitap okuyun!
Yoga yapın! Podcast çekin…
Kulağınıza sarımsak sokun! (Bu sanırım Akit gazetesiydi ama yukarıdakilerden farkı yok benim için.)
Benim bu zor senede keşfettiğim ise gerçekten “mutlu” olduğunuz ve “yarattığınız değerin”, sizle aynı “vizyonu” paylaşan insanlarla ürettikleriniz kendi trajedilerinizden çıkmanızı sağlıyor. Bu trajediden çıkarken yarattıklarınız ve ürettiklerinizle de karşılığı kolay bulunmayan manevi bir doyum yaşabiliyorsunuz.
Benim bu noktadaki tavsiyem ise; Sabah işe geldiğinizde, yaşadığınız zorluklardan sıyrılmanızı, mutlu olmanızı ve yarattığınız değerin sonucunda insanların size söyledikleriyle yüzünüzü güldürmenizi sağlayan bir işiniz olsun. İster girişimci ister bir yerde çalışan olun;
İnanın hayat mutsuz bir işi sürdürmek için çok kısa ve anlamsız.
2022'de belki bununla ilgili bir değişikliği deneyebilirsiniz; ne dersiniz?
Bakın burada girişimci olun, kendi işinizi yapın vs. gibi tavsiyelerim yok, yanlış anlaşılmasın, mesajım net ve farklı.
Viveka’nın da bana yukarıda bahsettiğim duyguyu eksiksiz yaşattığını farkettim. Yaptığımız işteki tüm zorluklara rağmen gerçekten çalıştığımız girişimcilerden ve kurumlardan duyduklarımız, resmin dışına çıkıp baktığımızda hissettiklerimizin bize yaşattığı manevi tatminin gerçek anlamda maddi karşılığı kolay bulunmaz. Burada pekala “maddi kazanç önemli değil, manevi tatmin yaşayın” gibi hele ki Türkiye koşullarına uygun omayan anlamsız bir tavsiye vermeyeceğim. Ancak yaptığınız işin maddi ve manevi dengesinin bu kadar önemli olduğunu ben geçtiğimiz yıl anladım.
Ofise girdiğim andan itibaren; Takım arkadaşlarımla yeni bir program tasarladığımdaki değer yaratma, girişimcilerin keşif sürecindeki ilerlemesini gözlemleme, startuplarla finansal planlarla gelecek öngörüsü oluşturma, partner şirketlerimizle yeni yaklaşımlar keşfetme gibi konuların bende oluşturduğu manevi hazzın hayatımdaki bir çok trajediden beni uzaklaştırdığını farkettim. Burada, “Büyük bir aileyiz, ne müthiş şans!” gibi romantik bir argümanım yok ancak pragmatizmle soslanmış bir manevi hazzın iş hayatındaki önemine vurgu var diyebilirim.
Özetle; Gerçekten hepimizin hayatı kendi trajedisini barındırıyor ve bu trajediden arınmanın bir çok farklı yolu olabilir. Ben hayatımda “sevdiğim işi yapmak” yolunu seçtim ve 2021'deki trajedilerimden uzaklaşırken; bu yolda iyi ortaklar, doğru takım arkadaşlar ve sizi anlayan partnerlerinizle çalışınca hayatın aslında her koşulda daha güzel ve anlamlı olduğunu daha da iyi keşfettim. 2021'in bana öğrettiği en önemli noktalardan biri buydu…
Bu sebeple; Bu öğrenme ve manevi tatmin sürecinde payı olan tüm Viveka ekibine, partnerlerine ve dostlarına tabiki teşekkür etmek dışında, buraları okuyan kişilere de 2022'de ne yapacaksanız sizi trajedilere değil, trajedilerden uzaklaştıracak bir yol seçin. Kendi trajedimden ne kadar uzak olursam etrafımda o kadar da iyi bir etki bıraktığımı da farkettim. Gerçi sanırım bu herkes için geçerlidir ancak bu etkinin benim hayat gayelerimden biri olması burada beni sanırım biraz farklı kılıyor.
Hayatın ve ülkenin tatsız gerçeklerinden kendinizi izole edemeyeceğinizi biliyorum, etmeyin de zaten, hayat o gerçeklerle ve gerçekliklerle varoluyor. Ancak yaptığınız işin sizi bu gerçeklikler içinde nefes almanızı, manevi olarak sizi ve çevrenizi tatmin etmenizi, etki yaratmanızı sağlayacak bir iş olması için yeni bir yol bulabilirsiniz, ya da en azından bulmayı deneyebilirsiniz… İyi gelecektir…
Ne yapıyorsanız aşkla yapın değil, ne yapıyorsanız kendinizi mutlu etmek için yapın… Zor ama 2022 için sanırım yegane önerim bu olacak…
Sağlıklı ve mutlu bir yıl dilerim:)
Not: Linkini verdiğim videonun sonunu da izleyin mutlaka.)