2020, Kolay değildi…

Startup Dec 31, 2020

2020'den kurtulurken — biterken değil — “şöyle uçtuk, böyle kaçtık, 40x büyüdük diye ahkam kesen ve biz başardık, siz başaramıyorsunuz, demek ki problem sizde..." hissettiren bir yazı paylaşmayacağım…


Bu arada gerçekten başaran start-uplar, scale-uplar var, lafımız tabiki o girişimlere değil. Ancak girişimcilere de "krizi fırsata çevirebilirsin" üzerinden “yersiz” verilen motivasyonları da pek doğru bulmuyorum.. Tabiki girişimcileri motive etmeliyiz, oyunda tutabiliriz ancak bunu yaparken altı boş özgüven vermemeliyiz ve uygulanamayacak stratejiler önermemeliyiz…

Özellikle sosyal medyada, online etkinliklere baktığımız ve yatırım sayılarını incelediğimizde gerçekten Türkiye’nin en parlak girişimcilik yılını geçirdiği ortaya çıkıyor, ki bir çok açıdan buna itirazım zaten yok. Ancak bu mecralarda hep “iyi skorlardan” bahsedildiğini de unutmayalım, misal yatırımcılar kendi büyüyen işlerinde bahsederken, çoğunun zaten bu krizde büyüyene ve büyüme potansiyeline yatırım yaptığını, cirosunu tutturamayan bir kurucu ortağın 2020'de ciroyu tutturamadık demeyeceğini de unutmamak lazım...

Ne bir start-up kurucusunun, ne de bir yatırımcının, ne bir hızlandırıcının sosyal medyada nasıl hedeflerini tutturamadığını anlatmayacağını veya StartupsWatch’ın start-uplardaki ciro kaybını tutmak gibi bir misyonu olmadığını unutmamak lazım. Buzdağının görünen kısmıyla hareket etmek kısa vadede iyi gelse de, sistemdeki tüm parçaları doğru izlememek bizleri orta ve uzun vadede çok büyük bir yanılgıya düşürür, neden başaramadık? sorusuyla karşı karşıya kalırız…

2020'nin yatırım rakamları vs. oldukça iyi geldi, zaten bunlara lafım yok, olmaz da, haddim değil. Krizi fırsata çeviren start-uplar tabiki oldu, Getir, Meditopia gibi işler pandemiden olumlu etkilenen işler oldu. Ancak 2020'nin her start-up için böyle olmadığını kabul edelim, şirketlerin bütçe kısıtları nedeniyle satış yapamayan, yasaklar nedeniyle küçülen sektörlerdeki müşterilerini kaybeden start-uplar olduğunu da unutmayalım. Her start-upın “pivot” edeceği bir teknolojisi, ürünü olmak zorunda değil, her start-up yeni normale adapte olmak zorunda değil… Bunu görmezden gelmek de bizi çok zor bir yere götürür…

Bu bağlamda 2020'de yaptıklarımız ve 2021'de yapmaya devam edeceğimiz doğruları kısaca sizle paylaşmak, sahadaki kendi gözlemlerimizi, belki çorbada yine tuzumuz olur diyerek sizlerle paylaşmak istedim. Bu programların her biri için Ocak ayı içinde ayrı deneyimleri paylaşacağım ancak kurguları ve metodolojileri yakın olan 3 tanesi ile bugün başlamak istiyorum;

2020'de en fazla verim aldığımız, pandeminin etkilerinden startupların sıyrılmasını sağlayan programlarımız startup-özel şirket işbirliği üzerine kurgulanmış “dayanıklılık” ve “büyüme” programları oldu.

Bu sene EnerjiSA ile yürüttüğümüz PoC bütçesi sağlayan inkübasyon-hızlandırma programı İVME,
Endeavor ile yürüttüğümüz ve startuplar için değişen dinamiklere göre yeni müşteri bulma programı Endeavor Connect,
Pandemiden olumlu veya olumsuz etkilenmesinden bağımsız olarak “satış” ve “iş geliştirme” ihtiyacı olan startuplar için yürüttüğümüz VivekaGrowth gibi “post product” startuplar ve özel şirket işbirliğine yönelik kurgulanmış programlara benzer programların sayısının artması gerektiğine inanıyoruz. Bunu sadece biz değil, bize benzeyen inovasyon platformlarının da yapması gerektiğine inanıyoruz.

Tabiki buradaki tek iş kurumdan ihtiyacı al, dön one-pagerlara bakıp startup scouting ile eşleşme yap, early customer demo day düzenle, startupları bir odaya topla orada özel şirketlere sunum yapsınlar dinlesinlerden daha fazla... Bunun arkasında çok derin olduğunu düşündüğümüz bir yaklaşım ve iş tanımı var. Bunu da ayrı bir yazıda “gizli sos” da olsa sizlerle paylaşmaktan çekinmeyeceğim, ekosistemin gelişmesi için önemli.

Yine de 2020'de önemli gördüğümüz bu 3 program özelinde biraz daha konuşacağım;

Bu programların 3'ü de startupların iş geliştirme, satış ve pazarlama kaslarını güçlendirmek, buralardaki fırsatların artmasını sağlamak üzerine kurgulandı.

Özel şirketlerin startuplara olan ilgisinin PR üzerinden ilerleyen programlarla kurgulanması sürdürülebilir programlar sağlamıyor, kurum için de 1–2 döngü sonrasında güçlü bir dönüş sağlamıyor.

Bize kalırsa doğru özel şirket inkübasyon-hızlandırma programı yapmak için doğru eşleşmeler yapmak ve tüm paydaşlar içinde aligmentı (hizalamak tam uymadığı için kullanmak istemedim) sağlamak gerekiyor. Bunu başardık.

Sahayı, kullanıcıyı anlamak, senaryoları, vakaları, ihtiyaçları detaylı olarak analiz etmek ve sonrasında doğru teknoloji veya ürüne sahip girişimciyle eşleştirmek ve o ilişkiyi birlikte yönetmek de programın başarısının temel etmeni oluyor.

Startup scouting yapmak veritabanı oluşturmadan fazlası, girişimi ve girişimciyi tanıma işidir… Misal biz de thepagr.com’da yer alan 800'den fazla startupımızın %90'dan fazlasına Viveka olarak mutlaka dokunmuş durumdayız, o startuplar bizler için “one-pager”dan öte durumdalar. Bu da aslında kurum ihtiyacıyla — startup eşleşmesini güçlü kılmamızı sağlıyor. One-pager’a bakıp bu olmaz demek yerine, startupın teknolojisinden, ürününe, kurucuların yeteceğinden, pazar benchmarkalarını bildiğimiz için, startupla beyin fırtınası yaparak yeni ürünler, çözümler üretebiliyoruz.

Kurgulanacak tüm özel şirket işbirliği programlarının da yukarıda bahsettiğim gibi müdahale/ihtiyaç alanını al, startupla eşleştir vurgusudan öte olması gerekiyor. 2021'de tüm paydaşların ve ekosistem oyuncularının benzer programlar tasarlamasını umarım.

Biz bu sayede EnerjiSA’ya verdiğimiz hedefin 1.8 katını tutturabildik veya Endeavor Connect’de donöre yazdığımız hedefin %200'üne ulaşabildik. Daha detaylı metodolojiyi de ayrıca paylaşacağım, dediğim gibi isteğimiz ekosistem gelişsin.

Bu yazıda paylaşacağım son başlık da bizi mutlu eden bir gelişmeydi;

Viveka’nın “funnel” yapısını tamamlayan BiGG programlarında uygulayıcı kuruluşlarla 2015'den beri yaptığımız çalışmalara devam ederken, bir diğer taraftan uygulayıcı kuruluş olarak faaliyet göstermek oldu.

Türkiye’deki hem BiGG’de ana uygulayıcı kuruluş olan hem BiGG+ programı yürüten Sabancı Üniversitesi ile birlikte 2 kuruluştan biri olmak ve tek özel şirket olmak da bizi oldukça mutlu etti. BiGG programlarında tanıdığımız girişimlere, BiGG+’da “teknoloji ve ürünlerini bilerek” iş geliştirme desteği sağlamak programın başarısına da doğrudan etki ediyor.

O yüzden bizler gibi kurumların “ekosistem” kurarken, “funnel” yapısına yönelik programlar tasarlaması da kaynak verimliliğini artıracaktır.

Son olarak, Bu sene yürüttüğümüz tüm programlarda bizlerle olan paydaşlarımıza bir teşekkür etmek istiyoruz. Hepsini tek saymayacağım, çünkü bu yazıyı bir 5 dk daha okumanız gerekebilir. Ancak bizler için hepsinin değerli ve önemli olduğunu bilmenizi isteriz. Biz paydaşlarımızla yürüttüğümüz her programdan, bir ders çıkardık, bir öğrenme sürecimiz oldu ve bu programlardan çıkardığımız dersleri de “ekosisteme katkı için” sizlerle detaylı olarak samimiyetle paylaşmaya devam edeceğiz…

Herkese tabiki 2020'den güzel, sağlıklı, mutlu ve güzel bir 2021 dilerim…